OKUDUKLARIM 2024/25 KUTSAL AHİT SANDIĞI

26 Mart 2024

OKUDUKLARIM 2024/25 KUTSAL AHİT SANDIĞI

 

 
 
Okuma planımda sesli kitap dinleme vardı bunu seçtim bende... 
 
 

SAVAŞI OLMAYAN SAVAŞÇI, KENDİNE SALDIRIR. (İYİNİN VE KÖTÜNÜN ÖTESİNDE KİTABINDAN)

25 Mart 2024

SAVAŞI OLMAYAN SAVAŞÇI,  KENDİNE SALDIRIR. (İYİNİN VE KÖTÜNÜN ÖTESİNDE KİTABINDAN)

 

 
ÖFKE ile nasıl baş ettiğimizin
SAĞLIĞIMIZ üzerinde çok ciddi etkisi var
Travma uzmanı Dr Gabor Mate, 'İYİ İNSANLAR'ın' Otoimmün hastalıklara yakalanma olasılığının daha yüksek olduğunu, 'KADINLAR' ın ise çok daha fazla olasılık taşıdığını söylüyor
Kadınların öfkelerini bastırdıkları ve uyumlu olmalarının beklendiği için bundan etkilenme olasılıklarının daha yüksek olduğunu, başkalarını kendilerinin önüne koyma ve öfkeyi bastırma gibi "toplumsal olarak belirlenmiş bir role" uymanın bilinçsizce stres yaratmaya yol açtığını ve bunun hastalığa "davet" ettiğini söylüyor.
Sağlıklı bir öfkeyi baskılamak, zapt etmek
bir hastalık için büyük bir risk faktörüdür.
Bu durum kesinlikle İmmun sistemi baskılar.
Lupus, romatoid artrit ve tiroid hastalığını da içeren otoimmün hastalıklardan muzdarip milyonlarca kişinin beşte dördü kadındır.
"Zihin ve bedenin birbirinden ayrılamaz olduğu,
yani duygularımızın fizyolojimizi etkilediği gerçeği
bilimsel olarak kanıtlanmıştır
ve tıbbi uygulamada tamamen göz ardı edilmiştir."
diyen Dr. Maté kitabının bazı bölümlerini
akciğer, meme, prostat ve cilt kanseri gibi çeşitli hastalıklara ayırıyor; multipl skleroz, romatoid artrit, irritabl bağırsak sendromu ve astım; ve amyotrofik lateral skleroz (ALS) ve Alzheimer hastalığı...
Duygularımızın rehberliği ile
tehlikeli ve hoşlanmadığımız şeyleri dışarda tutmak isteriz.
Temel olarak duygularımızın görevi budur.
İmmun sistemin görevi de
sağlıksız olanları uzak tutmak-, bakteri veya kanser hücresi gibi- ve sağlıklı olana izin vermektir, vitaminler, besleyici gıdalar gibi.
İMMUN SİSTEM DUYGULARIMIZ NE YAPIYORSA AYNISINI YAPIYOR. Bizi koruyor ve içeriye ihtiyacımız olan şeylerin girmesini sağlıyor.
Yani şu çok aşikar ki
birini baskıladığında
diğerini de baskılamış oluyorsun.
YANİ DOLAYISIYLA
İNSANLAR ÖFKELERİNİ BASTIRIRSA
İMMUN SİSTEMLERİNİ DE BASKILAMIŞ OLURLAR.
Duygular karmaşıklaştığı için İmmun sistem karmaşıklaşır.
Bizim aleyhimize döner
ve OTOİMMÜN DENİLEN HASTALIK ORTAYA ÇIKAR.
Zihin ve beden ayrılamaz.
Dolayısıyla beyindeki duygusal merkezler
bağışıklık sistemi ile,
hormonal sistem ile
ve sinir sistemi ile ilişki içerisindedir.
Bilim artık bize
duyguların ve fizyolojinin etkileşiminin
sağlığı nasıl etkilediğine dair bir anlayış kazandırdı.
Yeni bir disiplin olan psikonöroimmünoloji,
beynin duyguları işleyen bölgeleri,
hormon salgılayan bezler,
sinir sistemi
ve bağışıklık aparatı arasındaki bağlantıları inceliyor.
Duyguların verimsiz işlenmesinin
her türlü hastalığa zemin hazırladığı gözlemi
geçmişte pek çok klinisyen tarafından fark edilmişti.
Pek çok araştırmanın konusu olmuştur
ve bunların tümü
ana akım tıp ve psikolojik dergilerde yayınlanmıştır.
Birçok farklı ülkede yapılan çeşitli çalışmalarda
binlerce hastayla görüşen psikologlar,
bireyin öfke duygusunu ve ifadesini
ne ölçüde bastırdığına dayanarak
kimin kansere yakalanıp kimin yakalanmayacağını
çok büyük bir kesinlikle tahmin edebildiler
Duygusal baskı hastalığa nasıl zemin hazırlar?
Stresi algıladığımızda,
hipotalamusumuz
kortikotropin salgılayan hormonu (CRH) salgılar
ve bu da hipofiz bezimizi
adrenokortikotropik hormonu (ACTH) salgılaması için uyarır.
ACTH daha sonra adrenal korteksimizi,
vücudumuzdaki hemen hemen her dokuya etki eden
kortizol ve diğer kortikoid hormonlarını
serbest bırakması için uyarır.
Hipotalamus, hipofiz bezi ve adrenal bezlerin
bu işlevsel bağlantısına HPA ekseni denir.
HPA ekseni stres tepkimizin merkezinde yer alır
ve duygularımızın sağlığımızı etkilediği mekanizmadır.
Psikonöroimmünoloji henüz çoğu tıp fakültesinin müfredatına girmemiştir. Hastalıklara yalnızca fiziksel tezahürleri açısından bakılır. Bunların gerçek insanların gerçek yaşamları bağlamında ortaya çıktığı nadiren dikkate alınır. Sanki bir kişinin ilişkilerinin, duygusal yaşamının ve günlük streslerinin, vücudunun biyolojik düzeyde nasıl çalıştığıyla hiçbir ilgisi yokmuş gibi.
Hastalar, bilimsel olarak kanıtlanmış zihin ve beden bütünlüğüne hiç dikkat edilmeden yıllarca uzmanlara başvurabilirler.
Peki bu ihmal neden?..

Hülya Reis
 

Herkese güzel bir hafta diliyorum, hayırlı ramazanlar ayrıca. Ben bildiğiniz gibiyim, havalar iyi gittikçe işe geleceğiz, gerçi bugün için yağmur gösteriyor ama bakalım kısmet.
Sizin geçen haftanın birkaç gülme olayını anlatayım.
 
Her zaman sergide durunca sıkılıyorum diyebilirim ama çoğunluk sergideyim. Hacı ağbi saat 14:30 gibi geliyor, o gelince ben pazarı turlamaya ayrılıyorum. Fiyatları tamamen bilmiyorlar, yeni gelen çift kişilik yastık takımı hediyeli lastikli çarşaf var. Normal satış fiyatı 250 TL diyelim, ben yokken müşteri geldiğinde onlar 200 TL söylüyorlarmış. Bide şöyle ekliyorlarmış:)) 
-Bu fiyat iyi şimdi aldın aldın, malın sahibi gelirse daha yüksek söyler fiyatı diyorlarmış:))) 
Bilin bakalım malın sahibi kim:))))
 
Hacı ağbinin kulakları az duyuyor, bazen tam duyuyor ama. Geçen hafta 10 TL ye yastık kılıfı vardı (normal ölçüden dardı, ancak içine elyaf yada pamuk koyup dikerek kullanabilirsiniz) bu yastıkları satarken insanlar kalabalık oluyor tabi, kadının biri kaç para diye soruyor, hacı ağbi yastığın eşini sorduğunu anlıyor:))) verdiği cevap aynen şu;
-Karıştır karıştır bulursun :))))
 
Ağbim sergi kenarında telefonla konuşuyor, kapattığında hacı ağbiye dönüyor;
-Hacııı
diye sesleniyor:) Siri faaliyete giriyor, 
-pardon kimi arayacağız anladım diyor:))) 
buna da kahkaha atıyoruz.  
 
Umarım hayat güzel şeyler sunar daima hepimize.
 

Güneşi gören kedilerden biri. Bahçedeki kedilerden biri rahatsızlandı, belediye veterinerine teslim ettik.
 

 

İlginç bir haberdi benim için, kulak yenildiğini bilmiyordum.


Bulgaristan sınırımız, köprünün bir ayağı bulgaristanda...



Birbirlerinin pozunu çekiyorlar. (vadim trunow fotosu)




İlk defa duyuyorum bunları inanın.


Geçen hafta alınanlar....


Bu kesin trakyalı h'ları yutmuş:)))


Hoşçakalın dostça kalın...

İZLEDİKLERİM 2024/4

24 Mart 2024

İZLEDİKLERİM 2024/4

 

SIGNIFİCANT OTHER 2022
 
Kuzeybatı Pasifik'te sırt çantalarıyla uzak bir geziye çıkan ve uğursuz olaylarla karşı karşıya kalan genç bir çifte odaklanıyor. Çiftin keyifli başlayan tatilleri, yerle ilgili birçok şeyin göründüğü gibi olmadığını fark etmeleriyle bambaşka bir hal alır.
 
Puanım **

OKUDUKLARIM 2024/24 EVRAK ÇANTASI

22 Mart 2024

OKUDUKLARIM 2024/24 EVRAK ÇANTASI

 

 
Evrak Çantası, Murathan Mungan’ın düzyazılarını bir araya getiren kitapların sonuncusu. Kurgu ve kitaplaştırma mantığıyla özellikle Güne Söylediklerim, Hayat Atölyesi ve Tuğla ile süreklilik gösteren Evrak Çantası, 11 yazıyı bir araya getiren beş “göz”den oluşuyor: “Deneme kitaplarımın her biri kendinden öncekiler ve kendinden sonrakiler arasında, yazı yaşamım boyunca yöneldiğim farklı ilgi alanları, ardına takıldığım temalar, söz almak istediğim konular, kişisel meraklarım konusunda iç bağlantılarla çatılmış bir süreklilik oluşturarak bir yazar olarak düşünce dünyama ilişkin bir profili bütünlüyor.”
 (Tanıtım Bülteninden)

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM;
 
Mungan'ın bu kitabında (Evrak Çantası) yazarın hayatında önem verdiği kişilere, ideallere, şiirlere, yazarlara dair görüşlerini anlatıyor.
 
KİTAPTAN ALINTILAR;

Erkekler düşüncelerini, duygularını, arzularını serbestçe ifade ederken kadınlar daha çok mahçubiyet içinde, içe dönük ve alçak sesle ifadeye mecbur bırakılmışlardır.
*******
İnsan sorumluluktur.
*******
İtibar da bir "Hayat  kıymetidir" çünkü.
*******
Bana göre insanın hayatta en büyük başarısı kendini gerçekleştirmesidir. Hayalleri, seçimleri, düşümceleri, duyarlıkları, öncelikleri, ilkeleri ve eylemleriyşe kendiyle gurur duyan biri olması ve buna uygun yaşamasıdır.
*******
Renk -insanda olduğu gibi- yemekte de sıhhat alâmetidir.
********
İnsan uhrevi de yaşamalı, dünyevi de!
*******
Kimi güçlü duygular, birbirlerine zıt olsalar da akrabadırlar; bu da diğerine transfer etmede kolaylık sağlar.
*******
İnsanın kendini tanıması bir süreçtir, zaman alır ya da birçok örneğinde olduğu gibi, hayat gereken zamanı tanısa bile insan kendisini yeterince tanımadan ölür gider.
*******
Başarı kendinizden nasıl biri yapmak istediğinizle, hayatta nelere göz koyduğunuzla, ne uğruna evet, ne uğruna hayır dediğinizle ilgilidir. Bana göre insanın hayatta en büyük başarısı kendini gerçekleştirmesidir. Hayalleri, seçimleri, düşünceleri, duyarlıkları, öncelikleri, ilkeleri ve eylemleriyle kendiyle gurur duyan biri olması ve buna uygun yaşamasıdır. Gençlere hatırlatmak ne kadar doğrudur bilmem ama, inanın hayat çok kısa ve zaman hepimiz için çalışıyor.
*******
Yaşayamadığım bir şeysin sen, 
elinden tutup sokağa çıkamadığım 
Barış Pirhasan 
*******
Zulmün hükmü şimdiki zamana geçer. 
******
Arkamıza dönüp bakmadan ne şimdi geldiğimiz yer tam olarak anlaşılabilir, ne yolun devamı için harita size yeterince yol gösterir. 
 



OKUDUKLARIM 2024/23 İBRAHİM PEYGAMBER

20 Mart 2024

OKUDUKLARIM 2024/23 İBRAHİM PEYGAMBER

 

 
Sumerolog Muazzez İlmiye Çığ, bu kitabında, Tevrat, İncil ve Kur'an'da geçen "İbrahim Peygamber" konusunu ele almaktadır. Yazar, konuyu arkeolojik buluntular, çiviyazılı kaynaklar ve Mısır-Kumran metinleri ışığında ve birbiriyle karşılaştırarak incelemektedir. Kitapta yanıt aranan sorulardan bazıları şunlardır:İbrahim Peygamber kimdir?Neden ve nasıl Yahudilerin, Hıristiyanların, sonra da Müslümanların atası olmuşturL? Kendisi, çocukları ve torunları hakkında Tevrat'tan önce ne gibi kaynaklar vardır? Sumerlilerle bir ilgileri var mıdır?...Muazzez İlmiye Çığ, bu önemli çalışmasında, "İbrahim Peygamber"in özellikle Sumerlilerle ve onların etkilemiş oldukları kültürlerle bağını incelemektedir.

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
3 dinin de bahsettiği İbrahim peygamberin anlatıldığı bir kitap. Yahudilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık dinlerinin bir şekilde Sümerler’le bağlantısı olduğunu gösteren bu kitap Tevrat’ta’ İncil’de ve Kuran’da bahsi geçen birçok olayın Sümer tabletlerinde de yazdığını aslında dinlerin bir şekilde daha önceki yaşamış olan kavimlerde, yaşan hikayeleri duyup tekrardan yazdığını anlatıyor.
 
KİTAPTAN ALINTILAR;
 
"Biliyorsun neden öğretmiyorsun? 
Boş vakit geçirdin neye yaradı?" 
 Sümer atasözü
*******
Bütün araştırmacıların karşılıklı belgelere dayanarak, korkmadan, çekinmeden doğruyu ortaya çıkarmaları gerek, isteyen inancına devam eder. Gerçeği bilmek isteyenler de okur, araştırır. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bulmaya çalışır.
********  
Romalılara göre, Bap 4: 1-14'e göre, İbrahim sünnetsiz iken iman etmiş. Sünnet şeriat kabul ediliyor. İman şeriattan önce gel­diği ve İbrahim de sünnetsiz iken iman ettiği için Hıristiyanlıkta sünnet kabul edilmemiş. 
******
İbrahim hikayesinden önceki bölümlerde buluna evrenin, insanın yaratılışı, Havva'nın Adem'in kaburga kemiğinden var edilişi, cennetten kovulma, Habil-Kabil hikayesi, Tufan, tek dil konularının hepsi Sümer efsanelerine dayanmaktadır. 
*******
Sümerlilerde Tanrıların bahçesi Dilmun. Tevrat'ta Tanrı'nın yeri Aden, her ikisinde de su yok. Tevrat'ta, yerden buğu çıkıp toprağı suluyor. Sümer'de de Güneş Tanrısı yerden su çıkarıyor. Tevrat'ta, Tanrı, Aden'e meyve ağaçları ve yenmesi yasak olan ağacı dikiyor. Sümer'de de Yer Tanrıçası sulanan bahçede yenmesi yasak bitkiler yetiştiriyor. Tevrat'ta bu bahçenin toprağından yaratılan Adam, onun kaburgasından meydana getirilen kadın, yılan tarafından verilen yasak meyveyi yedikleri için buradan kovuluyorlar. Sümer'de de insan çamurdan yaratılıyor ve orada Tanrıların görüntüsünde yalnız Tanrılar bahçesindeki yasak bitkileri yiyen ve lanetlenen Tanrı, adı kaburganın hanımı olan bir Tanrıça, Tanrının kaburgasını iyi ediyor.
*******
İncinmişliği derin olanın, sükûtu da büyük oluyor.
*******
Aslında tek tanrı düşüncesine doğru ilk adımı Babilliler atmışlar. Kendilerinin var ettikleri Tanrı Marduk'a, Sümerlilerin 50 tanrısının adını vermişler. Bu da İslam'da Allah'a verilen 99 adla paralel görünüyor. 
******
Bazı bilginlere göre İbrahim, İshak, Yakup hikâyeleri, bu addaki kabilelerin hikâyeleri. Bazılarına göre de şahısların hikâyeleri. Bunlar Homer'in Truva (Troia) savaşları hakkında yazdıkları gibi yüzyıllar boyunca destan şeklinde ağızdan ağıza gelerek en az 1500 yıl sonra yazıya geçmiştir. Bu süre içinde yeni olaylar, yeni gelenekler, efsaneler bunlara karıştırılmış, eklenmiştir. 
******
Urfa dolaylarında Nevaliçeri ve Göbekli Tepe kazılarında, çanak çömlek yapımı bilmedikleri halde yerleşik düzene girip bir inanç düşüncesi geliştirmiş bir halkın İsa'dan 10bin yıl önce oturdukları kanıtlandı. Buna göre bu kadar erken çağda bu yörelerde bir inanç düşüncesinin oluşturulmuş olması, daha sonraki çağlarda buraların bir din merkezi haline gelmesine neden olmuş olabilir. 
*******